15 Temmuz 2016 tarihinde TSK ve devlet kurumları içine sızan bir grup terörist tarafından Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik haince bir girişimde bulunulmuş ve bu süreçte aziz Türk milletinin kahramanca direnişiyle bu girişimin bertaraf ettiği bu şanlı günün birinci anma yıldönümündeyiz. Türk Milleti 15 Temmuz 2016 gecesi verdiği ateşle imtihan şunu göstermektedir ki, bu topraklarda huzur içinde yaşamak istiyorsak tarih şuurumuz daima açık ve canlı olmak zorundadır. Bu aziz millet ecdadından aldığı kutsal emanetin başında kararlı bir şekilde durduğunu 15 Temmuz gecesi bütün dünyaya tekrar kanıtladı. Bu menfur kalkışma maalesef 249 canımızı bizden kopardı, şahadet şerbetini içmelerine sebep oldu, lakin milyonlarca canı yeniden diriltti. Bu bakımdan, ihanetin ve zaferin aynı anda yaşandığı bir gece olarak yıllarca anılacak 15 Temmuz, tarih sayfalarında yerini çoktan almıştır. Ve inanıyoruz ki Çanakkale Muharebeleri’nde vatan uğruna 250 bin şehit veren ecdadımız da aynı şekilde şahadet şerbetini içen torunlarıyla gurur duymaktadır. Bu şanlı günün hafızalardan silinmesine asla izin vermeyeceğiz. Çünkü o gece varoluşumuza kasteden hainler en ağır karşılığı milletimizden aldılar.

       Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da kararlı duruşuyla beraber ifade ettiği gibi ‘’Onların tankları topları uçakları varsa, ben buna inanıyordum: Sokaklardaki o milyonlarca vatandaşımın imanı vardı.’’ Ve öyle de oldu. ‘’Damarlarımızdaki asil kan’’ o gece bir kez daha kabararak Türk milletinin kim olduğunu dosta düşmana gösterdi. Artık her yıl, 15 Temmuz Demokrasi Zaferi ve Şehitleri Anma Günü’nde kendilerini gönülden yâd edecek, hatıralarını gelecek nesillere aktaracağız.

         Şu halde bize düşen, bu emanete sahip çıkacak şuurlu nesiller yetiştirmek ve bin yıldır vatan yaptığımız bu toprakların her anlamda hakkını verecek, mazlumun yanında, zalimin karşısında duracak gençlere öncülük etmektir. Sahip olduğu imkânı ve gücü millî ve manevi değerleri uğruna kullanacak, aklı ve iradesi hür nesiller yetiştirmek, bugün daha çok önem kazanmıştır.  Bu vesileyle bu toprakları bize vatan kılan Alparslan’dan Fatih Sultan Mehmet’e, Kanuni Sultan Süleyman’dan II. Abdülhamid’e ve Türkiye Cumhuriyetini kurarak yine bu topraklarda güçlü bir şekilde kalmamıza vesile olan Gazi Mustafa Kemâl Atatürk’e, ne kadar büyüğümüz ve şehidimiz varsa hepsini rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz. Ülkesi ve milleti için mücadele eden vatanın bütün fertlerini saygıyla selamlıyor, birlik ve beraberlikle daha güçlü yarınlar temenni ediyoruz.

Belki de M. Âkif Ersoy “Allah bu millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın” derken bugünlere işaret etmişti. Onun bu temennisine yürekten katılıyor, o büyük marştaki şu dizeleri tekrar hatırlıyor ve tüm dünyaya ilan ediyoruz ki;

Ben ezelden beri hür yaşadım hür yaşarım

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!                  

                                                                                                                                                                                                Fikret YILMAZ

                                                                                                                                                                                        İlçe Milli Eğitim Müdürü